11 Ocak 2017 Çarşamba

Seversin


Birini seversin
Onun seni  sevdiğinden hep  daha çok sevecekmissin gibi
Gitmeyecek gibi, Bitmeyecek gibi
Seni hiç uzmeyecek gibi
Hiç uzmeyecekmissin gibi
Ölmeyecek gibi
Sevme .....nasıl olsa öleceğiz .

27 Ağustos 2015 Perşembe

Gölge etmeyin başka ihsan istemez...

Uzunca bir aradan sonra yeniden yazmaya karar vermiştim nerden başlasam bilmiyordum. Özlemini yaşadığım beklediğim mucize şükür ki dahil olmuştu hayatıma. Bununla birlikte aynı zamanda hiç ihtimal etmediğim asla olmayacak gözüyle baktığım bir durumla kalakalmıştım. Birini veren Rabbim diğerini almıştı. Neylerse güzel eyler dedim, kabul ettim. Anneliğin vermiş olduğu güçlü olmak korkusuz olmak zorundasın baskısı ise güçlüydüm. Güçlü görünmek zorunda bırakılmıştım. Zayıf görünmeye yoruldum demeye hakkım yoktu sanki yorulamazdım. Bu süreçte idare edilmeyi beklemedim bile idare etmesem yeterdi sanki bana . Ama  olmadı büyük küçük herkesi her şeyi idare etmek zorundaydım. Çevremdeki herkes empati kurmaktan uzak bencilce kendi durumlarını düşünüyor pervasızca konuşuyorlardı. Oysa beni  benim gibi bir durumu yaşamayan anlayamazdı. Anlamalarını da beklememiştim. Biraz sessiz olsalardı, onlar konuştukça suskun çığlıklar yetiştirmiştim yüreğimde. Canlarının  yandığını düşünen herkes canımın nasıl yandığını tahmin bile edemezdi. Tertemiz günahsız bir mucizeydi kollarımdaki tekrar yaşamak istediğimde yaşamayacağım anlarım çalındı avuçlarımın içinden sormadılar alırken herkes hissettiği duyguyu savurdu etrafına kimi öfkeli kimi şaşkın kimi kızgın galiba içlerinde sadece ben kırgındım. Kırgınlığım zamanla yerini kızgınlığa bıraktı, kızgınlığım ise kendini bir boşluğa şöyle dönüp bakıyorum da geçmiş zaman benden neler çaldı ve bana neler kattı. Şimdi gerçekten güçlüyüm zorunda olduklarım yüzünden değil.
   Birinin hayatına verebileceğiniz zarar en fazla ne kadar olabilir ki üstelik bu sevdiğiniz biriyse,düşünemiyorum. Aklımın, vicdanımın, merhametimin ve insanlığımın kabul etmeyeceği şeyler yaşanmıştı. Yaşıyordum tamda ortasındaydım benimle birlikte bir kişi daha yaşıyordu.
Her şeyden habersiz  korunmaya muhtaç bir kişi, Kızım. O bu hayatta yaşadıklarımın teselli ikramiyesiydi. Her baktığımda hayatıma anlam katan bir kez olsun pişmanlık yaşamadan yolumda ilerlememi sağlayan yol  arkadaşımdı o. Binlerce şükür seni nasip edene.
  Ve siz kötü günlerinde sevdiklerinizin yanında olduğunuzu zannederken yanılıyorsunuz. Siz henüz aynada bile kendini tanımazken sevdikleriniz üzgünken ne ister nerden bilirsiniz. Birisi ağlarken bazen sadece sarılmak ister. Karşı tarafa savuracağınız küfürler beddualar dindirmez sevdiğinizin göz yaşını. Yanında olduğunuzu hissetmek ister lafta değil, gerçekten yanında olduğunuzu hissetmek ister.
    Bu nedenle derim ki birini ya gerçekten sevin ya da sizinle ilgili hayaller kurmasına müsaade etmeyin. Sevdiklerinizin canlarını yakmayın canları acıdığında, mutsuz olduklarında  yanlarında olmasanız da karşılarında olmayın. Beceremiyor musunuz arkadaş seviyorum, seni düşünüyorum, sana üzülüyorum diye palavralar atmayın.

Mutlaka bir gün

Ve bir gün terk eder herkes sevdiğim dediğini,
Ya ruhen ya bedenen ya mantıken ya da ebediyen.
Yine bir gün terkedilenledir herkes,
Ya mahçup ya suçlu ya borçlu ya da zavallı kendini hala alacaklı zanneden.

19 Şubat 2015 Perşembe

Sadece Merak Ediyorum!

Ne olur da insan unutur her şeyi,
Ya da ne olması gereklidir ki
Kalbi atmadan yaşıyor olmak,
Gözlerinde  yaş olmadan ağlamak,
Yüzünde tebessüm olmadan kahkahalar atmak,
Sessizlikte sesini duyuramamak,
Nasıl güçtür rol yapmak gerçeği yaşayamamak.

Sınırlar sinirimi bozdu!





Doğumla beraber başladığımız yaşamımızın  eksi ve artıları kişiliğimizin oluşumunu etkilemekte olup sadece bize özel olan herkesten farklı kılan bir birey haline gelmemizi sağlar.Bireylerin  ilişki seviyelerini  kişiliklere göre kişilerin karakteristik yapıları, hayata bakışları, değişmezleri, sınırları, ihlal edilebilecek bölgeleri belirlemektedir.Çizgilerim, değişmez kurallarım olmadı hiç.Bunun farkında olanlar sorumsuzca zorluyorlar beni.Kararlarımı verirken etkilemeye çalışmakla kalmayıp kendilerine ait olanları uygulamamı bekliyorlar.Bir taraftan olması gerekenleri söylediklerini düşünürken bir taraftanda olmaması gerekenler oluyor istemeden.Bazı zamanlarda kimsenin kimseyi üzülerek üzebileceğini düşünmüyorum.Dokunulmazlıklarımın  olmasını, değişmeyenlerimin olmasını  ve  bunların olabilmesi için hayatıma "hayır" kelimesini dahil etmeliyim.Acilen insanları özel yapan karakteristik yapısını belirleyen olmazsa sıradanlaştığınız sınırlardan edinmeliyim.
  Sıradan olmamak için sınırlar çizmeliyim kimsenin geçemeyeceği olaganüstü haller dışında hirbirşeyin değiştiremeyeceği sınırlar.Yoksa sınırsız insanlar gibi insanların sınırlarını zorlayarak sinirini bozabilirim.Onları üzebilirim.
   Sınırlar  edinmek değil aslında derdim "Sınırda kalmayı bilmek"tir.

Korkarım




Kimsenin görmediğini düşünen,
Şikayet eden, şükretmeyen,
Zulüm eden, merhamet etmeyen,
Maske ile gezen
Sevmekten haberi olmadan sevilmeden yol alan
Kul olmaktan korkarım.

30 Mayıs 2013 Perşembe

Anı yaşamayı öğrenmek gerek...


                                        


Zaman zaman  yaşantımızdan ve yaşadıklarımızdan kendimizi sorumlu tutarız.Sorumlu tutmakla beraber ne yazık ki olumlu yaşantılardaki pozitif etkilerimiz görmediklerimiz olurken,olumsuz yaşantılardaki tüm negatif etkileri üstleniriz sebepsizce.Her insanın karakter, yaşayış ve düşünce biçimi farklılıkları olduğunu kabul etmeyiz.Bu farklılıkları kendimize göre doğru bildiklerimizle değiştirmeye veya düzeltmeye çalışırken epeyce çaba sarf ederiz.Zamanla yorulur, yıpranır ve harcadığınız çabanın faydasız olduğunu gördüğümüzde hayal kırıklığı yaşarız.Ve sonuç kendimizi mutluluğu hak etmeyen olarak tanımlamak olur çoğu zaman.Çevremizdeki ilişkide olduğumuz kişilerin bazılarını seçebilirken bazılarını ise seçemeyiz.Seçemediklerimiz annemiz, babamız, aile bireyleridir.Arkadaş, eş, iş ve dostlarımız seçme hakkımızın bize bırakıldığı kişilerdir.Yanlış seçimler yapılmış olabilir.Tecrübe yaşarken ediniliyor.Acıyı, hüznü tecrübe etmek biraz daha zor.Bu kişilerle ilgili yaşantılarımızda  herkesin yetişkin bir birey olduğu davranışlarından, yaşadıklarından kendilerinin sorumlu olduğu gerçeğini ve sonuçlarına onların katlanması gerektiği gerçeğini kabullenmek yerine bir suçlu arar ve buluruz.Genelde kendimizi suçlarız.Hayatınızdaki ve çevrenizdeki yaşanılan her şeye kapıları kapatalım demiyorum.Özür dilemesi gereken siz değilken karşı taraftan özür dilemeyin.Özrü hak ettiğinizi düşünüyorsanız özür bekleyin. Dilemiyorsa da takılmayın.Ömür boyu ilişkide olacağımız ihtimal olan kişilerin doğrularını, yanlışlarını, davranışlarını ve yaşantıları kontrol edemezsiniz.Kader denilen bir şeyin olduğunu unutmayın.Geçmişe ait iyi veya kötü yaşanılan hiç bir şeyin değişmeyeceğini bilerek geçmişe takılıp günü yaşamaktan vazgeçeriz hep.Bir karar verdiyseniz ve sorun olarak gördüğünüz şeyi geçmişte bırakmak istiyorsanız bir tavsiyem var.Kendinize bir çöp kutusu edinin.Bozulmuş peyniriniz dolapta durdukça kötü koku yayacak bir süre sonra belkide böceklenerek çevresindeki gıdaları da  bozmaya başlayacak.Buna izin vermeden atın.Elbette ne attığınızı bilecek ve unutmayacaksınız.Ama bunu sadece siz istediğinizde hatırlayacaksınız.Geçmişteki çöpe attıklarınız geleceğinizi huzurla yaşamanızı sağlayacak ilk adım olacak.Deneyin ve rahatlayın.

Teşekkürler:) Bu teşekkür yerine ulaştı umarım.